En son konular | » necip fazil ayasofya hitabesiCuma Mart 02, 2012 7:40 am tarafından cihan sanli» osmanli hangi bolgeyi ne kadar yonettiC.tesi Şub. 25, 2012 7:17 am tarafından cihan sanli» misvakin onemiPtsi Şub. 20, 2012 6:58 am tarafından cihan sanli» cay nasil demlenirPerş. Şub. 09, 2012 6:46 pm tarafından cihan sanli» Aksam namazi guzel bir animasyonPerş. Şub. 09, 2012 7:54 am tarafından cihan sanli» seyh sait...Paz Şub. 05, 2012 8:45 am tarafından cihan sanli» kemali desifrePaz Şub. 05, 2012 8:33 am tarafından cihan sanli» Günlük hayatta hangi isim, kaç kere, ne için zikredilmeli?Paz Şub. 05, 2012 7:20 am tarafından cihan sanli» Resulullah efendimizi taniyipta sevmeyen yokturCuma Ocak 27, 2012 8:52 am tarafından cihan sanli |
Kimler hatta? | Toplam 2 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 2 Misafir Yok Sitede bugüne kadar en çok 143 kişi Çarş. Ağus. 09, 2017 5:24 am tarihinde online oldu. |
akısı | |
| | Abdurrahim Karakoç'un Hayatı ve Eserleri | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
cihan sanli
Mesaj Sayısı : 354 Kayıt tarihi : 28/09/09 Yaş : 39 Nerden : SUUDIARABISTAN
| Konu: Abdurrahim Karakoç'un Hayatı ve Eserleri Çarş. Kas. 10, 2010 6:49 am | |
| HAYATI 1932 yılının Nisan ayında Kahramanmaraş ili, Elbistan ilçesine bağlı Ekinözü(Cela) köyünde dünyaya geldi. Küçük yaşlarda şiire merak sardı. Bu, aileden gelme bir merak diyebilriz. Çünkü dedesi, babası ve kardeşleri de şairdirler.
İlk yazdığı şiirleri 2 kitap oIacak hacimde iken beğenmeyip yaktı ve 1958 yılından itibaren yazdıklarını 'Hasana Mektuplar' ismi altında 1964 yılında 10.000 adet bastırdı. FEDAİ yayınları arasında çıkan bu eser kısa zamanda tükendi ve 2. baskısını yine 10.000 adet bastırdı.
1958 yılında buIunduğu kasabada belediye mesul muhasibi olarak memuriyete girdi.1981 yılı Mart ayında emekli oldu.
Mücadeleci şiirlerinin çokluğu şartlardan kaynakIanmaktadır.27 Mayıs darbesi, zinde güçler, demokrasi maskaraIığı ve haksızlıklar hiciv şiirlerini besledi.30'a yakın mahkemeye verildi, hepsinden beraat etti. Avukat tutmadı, hep kendi kendini savundu. Hiçbir iktidarla barışık olmadı. Çünkü,o, insana ve İslâm'a yapılanların zulüm olduğuna inanmıştı. Şiirlerinde esas unsur insandır.
Serdengeçti, Töre-Devlet, Ocak, Yeni Düşünce, Yenisey,Alperen yayınları oIarak şimdiye kadar 12 şiir kitabı, bir tane de makalelerinden derlenen nesir kitabı çıktı.
1985 yılından beri gazetecilik yapmaktadır. Bir ara politikaya girdi ve ayrıldı. Niçin girip, niçin ayrıldığını bir röportajda şöyle cevaplandırdı:
'Allah rızası için girmiştim, Allah rızası için ayrıldım'
30 yılı aşkın bir zaman içinde kitapları baskı üstüne baskı yenilemektedir. Bilhassa VUR EMRI adlı kitap günümüz şairlerinin hiç birisine nasip olmayan kabulü görmüştür.
KENDİ DİLİNDEN, KENDİ TARİFİ
'Ebedî kudretin tek sahibinden alınan emir üzerine 1932 yılında dünyaya gelmişim. Çocukluğum şöyle-böyle geçti. Kıt imkânlara, kıtlık yıllarına rağmen hâlâ o günleri özlerim. Birçok kimseye o yılları anlatsam, 'Özlenecek neresi var? ' diyebilirler, amma ben hep çocukluk yıllarımı sevdim. Şiir yazmaya küçük yaşlarda başladım. Zaten bizim oralarda her genç şiir yazar. Bu tutku başka bir meşgalenin veya işin olmayışından kaynaklanıyor gibime geliyor. Ben de avareydim, boşluğumu şiirle doldurmaya çalıstım.
Benimle şiire başlayanlar yalnızlıktan, yardımsızlıktan dökülüp gittiler.
Bana gelince:
Sağolsunlar, iktidarların ve muhalefetin irikıyım politikacıları, ihtilal cuntacıları, 'bilimsel' cüppeliler, entellektüel züppeler, millî soyguncular, sosyete parazitleri, sermaye sülükleri, zulüm-işkence makineleri, adalet katleden hukukçular, dalkavuklar, pezevenkler, üçkağıtçılar v.s. hep bana yardımcı oldular. Şiir malzememi veren onlar, öfkemi bileyen onlar oldular. Yardımlarını inkâr etmiyorum, fakat teşekkür de etmiyorum.
Dinsizlerin değil, din düşmanlarının, yani İslâm düşmanlarının da az yardımı olmadı. Bir bakıma dinî duygularımın kuvvetlenmesine vesile oldular.
En uygun zamanda yaşadığıma inanıyorum. Yardımcılarım (!) var oldukları sürece yazmaya devam edeceğim. Allah (cc) kısmet ederse...'
Evli ve 3 çocuk babasıdır.1984 Ekim ayından bu yana Ankara'da ikamet ediyor. Şu anda hiç bir siyasi kuruluş, hiçbir mesleki dernek üyesi değildir. Hakkın yanında olanları sözleriyle desteklese de, şahısları övmek, beğenmeyince sövmek gibi basitliği kabul etmemektedir.
Yemini var, yazabildiği müddetçe yazacak. kimbilir nereye ve ne zamana kadar...
Yayıncı'dan:
Halk şiirimizin en büyük üstadı Abdurrahim Karakoç, yaşayan canlı şiirleriyle, tatlı üslubuyla hep bizim sesimiz oldu; düşündüklerimizi, söylediklerimizi şiirleştirdi; hislerimizin tercümanı oldu..O bir söyleşide bunu şöyle dile getiriyor: 'Galip Erdem bey'in dediği gibi,inandığımız her şeyi söylemesek bile, söylediğimiz her söz işimizin ve inancımızın aynası olmalı.' Karacaoğlan, Emrah, Aşık Ömer, Kayıkçı Kul , Pir Sultan Abdal, Ruhsati, Köroğlu, Dadaloğlu, Seyrani, Bayburtlu Zihni, Çıldırlı Aşık Şenlik, Şarkışlalı Aşık Veysel Şatıroğlu gibi şahikadaki isimlerden sonra, günümüzde halk şiirinin en doruktaki ismi hiç şüphesiz Abdurrahim Karakoç'tur.
O kendini şöyle tanıtmaktadır:
'İman kaynağımdır, tevhid havuzum İslam'ın dışında arama beni Muhammed-ül Emin tek kılavuzum Putların peşinde arama beni.
Hak kelâm duyduğum kitap Kur'an'dır Başka yok! . Uyduğum kitap Kur'an'dır Dolduğum, doyduğum kitap Kur'an'dır. Beşerin 'boş'unda arama beni'
Abdurrahim Karakoç, şahsiyet abidesi bir yiğit,bir bilge, bir alperen olarak hayatımıza giren en tatlı, en güzel şairlerimizden birisidir. İşte o güzel, o yiğit dostun şiir kitaplarını 'Alperen Yayınları' olarak yayınlamaktan gurur ve mutluluk duyuyoruz. Alperen
ESERLERİ Şiir kitapları: Hasan'a Mektuplar (1965) , El Kulakta (1969) , Vur Emri (1973) , Kan Yazısı (1978) , Suları Islatamadım(1983) , Beşinci Mevsim(1985) , Dosta Doğru, Akıl Karaya Vurdu(1994) , Yasaklı Rüyalar(2000) , Gökçekimi(2000) , Gerdanlık-I(2000) , Gerdanlık-II(2002) , Gerdanlık-III(2005) ,Parmak İzi(2002) , Düşünce Yazıları, Çobandan Mektuplar(Deneme) __________________ | |
| | | cihan sanli
Mesaj Sayısı : 354 Kayıt tarihi : 28/09/09 Yaş : 39 Nerden : SUUDIARABISTAN
| Konu: Geri: Abdurrahim Karakoç'un Hayatı ve Eserleri Çarş. Kas. 10, 2010 6:50 am | |
| MİHRİBAN"
Sarı saçlarına deli gönlümü Bağlamışlar, çözülmüyor Mihriban. Ayrılıktan zor belleme ölümü, Görmeyince sezilmiyor Mihriban.
Yâr, deyince kalem elden düşüyor; Gözlerim görmüyor, aklım şaşıyor Lâmbamda titreyen alev üşüyor Aşk, kâğıda yazılmıyor Mihriban.
Önce naz, sonra söz ve sonra hile.. Sevilen seveni düşürür dile Seneler, asırlar, değişse bile, Eski töre bozulmuyor Mihriban.
Tabiplerde ilâç yoktur yarama; Aşk deyince ötesini arama Her nesnenin bir bitimi var ama, Aşka hudut çizilmiyor Mihriban.
Boşa bağlanmamış bülbül, gülüne; Kar koysa köz olur aşkın külüne... Şaştım kara bahtın tahammülüne; Taşa çalsam ezilmiyor Mihriban.
Tarife sığmıyor aşkın anlamı; Ancak çeken bilir bu derdi, gamı Bir kör düğüm baştan sona tamamı; Çözemedim, çözülmüyor Mihriban | |
| | | cihan sanli
Mesaj Sayısı : 354 Kayıt tarihi : 28/09/09 Yaş : 39 Nerden : SUUDIARABISTAN
| Konu: Geri: Abdurrahim Karakoç'un Hayatı ve Eserleri Çarş. Kas. 10, 2010 6:51 am | |
| "BEN SENİ"
İster ağla ister uyu bakayım Yüreğime kundakladım ben seni Yakacaksan yak da kurtul ne deyim Ateş diye kucakladım ben seni
Göremezsin can yakmaz ki bilesin Ağrı sızı bırakmaz ki bilesin Yara açmaz kanatmaz ki bilesin Gözlerimle bıçakladım ben seni
Mektup yazdım baharına yazına Gölgeden çık güneş dolsun hazına Kilit vurdum gecelerin ağzına Rüyalara yasakladım ben seni
Gönlümü vermişim güle ne hacet Daha başka bir gönüle ne hacet Altına elmasa tüle ne hacet Şefkatimle duvakladım beni seni | |
| | | cihan sanli
Mesaj Sayısı : 354 Kayıt tarihi : 28/09/09 Yaş : 39 Nerden : SUUDIARABISTAN
| Konu: Geri: Abdurrahim Karakoç'un Hayatı ve Eserleri Çarş. Kas. 10, 2010 6:52 am | |
| ELA GÖZLÜ YAR"
Her ne kusur varsa geçen zamanda Suçsuzdur aynalar ela gözlü yar Mecnunlar mevlayı bulursa canda El olur Leylalar ela gözlü yar
Güzel açar güzelliğin sergisin Gün ağartır kara saçın örgüsün Muhabbet faslında ölüm türküsün Kim söyler kim çalar ela gözlü yar
Estikçe iş çıkar işin içinde Gençliğin hasret yer sevda göçünde Bilmez misin dört mevsimin üçünde Kar olur yaylalar ela gözlü yar
Alı al yeşili yeşilde ara Ahirete gider kalpteki yara Ne yapsan bir daha çıkmaz dallara Dökülen ayvalar ela gözlü yar
Vakit dolar nakit biter kasanda Sevda bir kitaptır gönül masanda Okusan da olur okumasan da Kapanır sayfalar ela gözlü yar | |
| | | cihan sanli
Mesaj Sayısı : 354 Kayıt tarihi : 28/09/09 Yaş : 39 Nerden : SUUDIARABISTAN
| Konu: Geri: Abdurrahim Karakoç'un Hayatı ve Eserleri Çarş. Kas. 10, 2010 6:52 am | |
| "BENİ DE ÇAĞIR"
Çileyi koklayıp gül niyetine Zindana girersen beni de çağır Sabrı kanaati bal niyetine Ekmeğe dürersen beni de çağır
Bazen iki dünya sığar içime Bazen iki güneş doğar içime Bazen gam yağmuru yağar içime Sen beni ararsan beni de çağır
Dostların var ise divanelerden Gözyaşın aktıysa minarelerden Binlerce senelik viranelerden Birşeyler sorarsan beni de çağır
Ezelin ezelden öncesi vardı Yine sonsuzluktur sonsuzun ardı Zaman yumağına bizi kim sardı Aklını yorarsan beni de çağır
Dışarda göz yanar içerde yürek Taahhüt ehline tahammül gerek Mazlum yarasına merhem diyerek Gözyaşı sürersen beni de çağır | |
| | | cihan sanli
Mesaj Sayısı : 354 Kayıt tarihi : 28/09/09 Yaş : 39 Nerden : SUUDIARABISTAN
| Konu: Geri: Abdurrahim Karakoç'un Hayatı ve Eserleri Çarş. Kas. 10, 2010 6:53 am | |
| AŞK HİKAYESİ
Başımdan bir kova sevda döküldü Islanmadım, üşümedim, yandım oy! İplik iplik damarlarım söküldü Kurşun yemiş güvercine döndüm oy!
Yağmur yorgan oldu, döşek kar bana Anladım ki kendi gönlüm dar bana Alev dolu bardakları yâr bana Sunuverdi içtim içtim kandım oy!
Sevgi ektim, naz biçmeye çalıştım Ne zamana, ne kendime alıştım Kırk senede yedi hasret bölüştüm Yedi dünya bana düştü sandım oy!
Gönül şahinimi yordum gerçeğe Sonsuzda yüzümü sürdüm gerçeğe Teselliden kanat kırdım gerçeğe Tecellinin sinesine kondum oy! | |
| | | cihan sanli
Mesaj Sayısı : 354 Kayıt tarihi : 28/09/09 Yaş : 39 Nerden : SUUDIARABISTAN
| Konu: Geri: Abdurrahim Karakoç'un Hayatı ve Eserleri Çarş. Kas. 10, 2010 6:54 am | |
| DOSTA DOĞRU
İçimde uzayan her yol Çıkar gider dosta doğru Nergis. ıtır, menekşe, gül Kokar gider dosta doğru
Zamanım yoğrulur gamla Birleşir sabah akşamla Ilık kanım damla damla Akar gider dosta doğru
Gel bende gör, sen gel beni Durduramaz engel beni Görmediğim bir el beni Çeker gider dosta doğru
Beynim fırın, bağrım tandır Yanarım hayli zamandır Sevgim bir yavru ceylandir Çeker gider dosta doğru
Ne saklarım ne gizlerim Yalnızca onu özlerim Tabutta bile gözlerim Bakar gider dosta doğru | |
| | | cihan sanli
Mesaj Sayısı : 354 Kayıt tarihi : 28/09/09 Yaş : 39 Nerden : SUUDIARABISTAN
| Konu: Geri: Abdurrahim Karakoç'un Hayatı ve Eserleri Çarş. Kas. 10, 2010 6:54 am | |
| GELECEĞİM
Yıllar yirmi olsa da, otuz olsa da Yollar kar, çamur olsa da, buz olsa da Bedenim yorgun, aç ve susuz olsa da Bir gün yalın ayak, terli gömlekle - Gelirim, beni bekle
Belki yakında olur, belki de uzak Sırtımda hatıralar, saçlarımda ak Gün, tarih bilemiyorum amma, muhakkak Bitmeyen bir azim, sabır ve emekle - Gelirim, beni bekle
Unutmam mümkün değil, unutur sanma 'Gelmez' diyen olursa sakın inanma Umutlarını kaybetme ha zamanla Geç kaldı diyerek gam çekme - Gelirim, beni bekle
Sıcak bir yaz akşamında olabilir Sarı bir güz akşamında olabilir Kışın beyaz akşamında olabilir Ellerinde bir top mavi çiçekle - Gelirim, beni bekle
Cümle köprüleri sel alsa da tek, tek Söz vermişim bir kere engel ne demek Başı karlı, kara dağlardan geçerek Azığım bir tas su, bir dürüm ekmekle - Gelirim, beni bekle
Vermese de kaybolan gençliğimiz Ayıran bir gün kavuşturacak bizi Ve içimde sevgilerin en temizi Seninle dolu, arı, duru bir yürekle - Gelirim, beni bekle | |
| | | cihan sanli
Mesaj Sayısı : 354 Kayıt tarihi : 28/09/09 Yaş : 39 Nerden : SUUDIARABISTAN
| Konu: Geri: Abdurrahim Karakoç'un Hayatı ve Eserleri Çarş. Kas. 10, 2010 6:55 am | |
| HATIRLATMA
Mektup derken şiir oldu bak gene Darılırsan ben ölürüm, unutma... Taze sarmaşığım, hoyrat bedene... Sarılırsan ben ölürüm, unutma...
Bir gün güneş olur göle doğarsın Bir gün yağmur olur yola yağarsın Bir gün çiçeklerden koku sağarsın Yorulursan ben ölürüm, unutma...
Kılıç ağzı yoldur, ok ucu meydan Dikkat et; sen benim canımsın ey can! . Koyakta kekliksin, kayada ceylan Vurulursan ben ölürüm, unutma...
“Aşk” denince aklı bırak, deli ol! . Işık ışık gökten inen dolu ol Boz-bulanık akan yağmur seli ol Durulursan ben ölürüm, unutma...
Dinlemek zor, anlamak zor yâr beni Göreceksen dertte, gamda gör beni Gönül toprağıma yaptım türbeni Dirilirsen ben ölürüm, unutma.. | |
| | | cihan sanli
Mesaj Sayısı : 354 Kayıt tarihi : 28/09/09 Yaş : 39 Nerden : SUUDIARABISTAN
| Konu: Geri: Abdurrahim Karakoç'un Hayatı ve Eserleri Çarş. Kas. 10, 2010 6:57 am | |
| BEBEĞE ÇAĞRI
Soyguncu soysun da, vurguncu vursun
Sen ana karnında boşa durursun
Doksan günde çık gel, dokuz ay dursun
Doğmaya gayret et, doğmaya bebek
Sonra geç kalırsın yağmaya bebek.
Üçkağıtçı düzen geçip gitmeden
Her ocakta üç- beş baykuş ötmeden
Çabuk ' Devlet malı deniz' bitmeden
Doğmaya gayret et, doğmaya bebek
Sonra geç kalırsın yağmaya bebek
Makam armağandır, koltuk hediye
Muhkem ilamlar var ' rüşvet ye' diye
Ne diye beklersin söyle ne diye?
Doğmaya gayret et doğmaya bebek
Sonra geç kalırsın yağmaya bebek
Göz kırpınca sıfırı çok sayılar
Zirveye tırmandı topal ayılar
Yağcı yeğen arar haydut dayılar
Doğmaya gayret et doğmaya bebek
Sonra geç kalırsın yağmaya bebek.
Artık banka soymak basit eğlence
Günde milyar hiçtir ' yurtsever genç' e(!)
Dünyaya duhül et, gel biraz önce
Doğmaya gayret et doğmaya bebek
Sonra geç kalırsın yağmaya bebek
Tez çık, haram süt bul, beleş kundak bul
Yalancılık mübah, yüzsüzlük makbul
Hukuksal açıdan bir ' olanak' bul
Doğmaya gayret et doğmaya bebek
Sonra geç kalırsın yağmaya bebek
Adi ekranlarda iğrenç yüzü gör
Halkı tiksindiren bir kof dizi gör
Önce onları gör, sonra bizi gör
Doğmaya gayret et doğmaya bebek
Sonra geç kalırsın yağmaya bebek | |
| | | cihan sanli
Mesaj Sayısı : 354 Kayıt tarihi : 28/09/09 Yaş : 39 Nerden : SUUDIARABISTAN
| Konu: Geri: Abdurrahim Karakoç'un Hayatı ve Eserleri Çarş. Kas. 10, 2010 6:57 am | |
| BEBEĞE İHTAR
Geçmişte yağmanın hasat dönemi
Acele gel diye çağırdım seni
Şimdi iş değişti dur, dinle beni
Dokuz aylık yolu altmış ayda çek
Beş sene dolmadan doğma ha bebek.
Emmin, dayın annen, baban kereste
İşçi, memur, çiftçi, çoban kereste
Çarşı, pazar, yazı-yaban kereste
İnsanlar ya mertek, ya orta direk
Beş sene dolmadan doğma ha bebek.
Doğarsan üç günlük iş bulamazsın
Acıkırsın, ekmek, aş bulamazsın
Ucuz toprak, beleş taş bulumazsın
Yaşamak rezillik, rüsvaylık demek
Beş sene dolmadan doğma ha bebek.
Arı peteğinde ağulu bal var
Kaçıp kurtulmaya ne yön, ne yol var
Sıkıver dişini, annene yalvar
Buradan rahattır orda beklemek
Beş sene dolmadan doğma ha bebek.
Kurtlar sülük oldu, sıyrıldı posttan
Kaçan kurtuluyor, ahbaptan dosttan
Değişti bahçıvan, bozuldu bostan,
Hıyarlar acıdır, karpuzlar kelek
Beş sene dolmadan doğma ha bebek.
Vaziyet bambaşka vaziyet oldu
Yaşamak işkence, eziyet oldu
Dalkavukluk üstün meziyet oldu.
Sanatkârlar sansar, dâhiler şebek
Sözümü dinlersen hiç doğma bebek. | |
| | | cihan sanli
Mesaj Sayısı : 354 Kayıt tarihi : 28/09/09 Yaş : 39 Nerden : SUUDIARABISTAN
| Konu: Geri: Abdurrahim Karakoç'un Hayatı ve Eserleri Çarş. Kas. 10, 2010 6:58 am | |
| BEBEĞE SİTEM
'Aman gelme' dedim, bak geldin işte
Dünyaya meylin var, 'beşer'sin bebek
Bir bilsen dünyamız neyin nesidir
Ayırır ağzını işersin bebek.
Kimisi su katar içtiğin süte
Kimisi at sokar yediğin ete
Günahtan, hileden, haramdan öte
Zulmet kuyusuna düşersin bebek.
Yukarıya gitsen 'köle' sayarlar
Aşağıya insen tefe koyarlar
Her saat bir başka renge boyarlar
Baktıkça sen sana şaşarsın bebek.
Önün bal-petekli, elin mühürlü
Omuzun kötekli, dilin mühürlü
Haftan ipotekli, yılın mühürlü
Aydan, günden mahrum yaşarsın bebek.
Sevgimiz rüşvettir seversek seni
Aldatmak içindir ne versek seni
Kalleş çağımızla eversek seni
Gerdeğe girmeden boşarsın bebek. | |
| | | cihan sanli
Mesaj Sayısı : 354 Kayıt tarihi : 28/09/09 Yaş : 39 Nerden : SUUDIARABISTAN
| Konu: Geri: Abdurrahim Karakoç'un Hayatı ve Eserleri Çarş. Kas. 10, 2010 6:59 am | |
| DUA
Senin ak alnından, gök gözlerinden
Önce dallar, sonra yapraklar öpsün.
Eğilsin yıldızlar, tutsun elinden
Gecelerden sonra şafaklar öpsün.
Aşk diyorlar en mukaddes hayale
Ve sen de düşesin o sonsuz hâle
Hazdan dudakların olsun bir lâle
Güller, karanfiller, zambaklar öpsün.
Sende kemal bulmuş renk, şekil, biçim
Yaşamanın öz suyusun bir içim
Olanca suların sağlığı için
Seni her gün göller, ırmaklar öpsün.
Kumral saçlarında nisan yağmuru
Yazın, ak yüzünden gölgenin moru
Ağzından en serin, hem de en duru
Kayalardan akan kaynaklar öpsün.
Çimenler okşasın ayaklarını
Çiçekler koklasın parmaklarını
Ben öpmeden önce yanaklarını
Varsın teller, tüller, duvaklar öpsün.
Kıskançlık çakılı kazıktır serde
Bölünsün bu rüya en tatlı yerde
Seni canlı kullar öpmesinler de
Kefenler sarılsın, topraklar öpsün. | |
| | | cihan sanli
Mesaj Sayısı : 354 Kayıt tarihi : 28/09/09 Yaş : 39 Nerden : SUUDIARABISTAN
| Konu: Geri: Abdurrahim Karakoç'un Hayatı ve Eserleri Çarş. Kas. 10, 2010 7:00 am | |
| ZİKRULLAH
Sular aşka gelir, çoşar HAK diye
Başın taşa vurur vurur HÛ çeker.
Rüzgâr dağdan dağa koşar HAK diye
Arada bir durur durur HÛ çeker.
Otlar bile HAK diyerek bitermiş
Yağmur HAK’tan gelir, HAK’ka gidermiş
HAK âşığı âmâ gözlü bir derviş
HAK yolunda yürür yürür HÛ çeker.
Ağaç dal dal, HAK’ka açar kucağı
Acı vermez HAK emrinin bıçağı
Gökte güneş HAK’kın sönmez ocağı
Dağdaki kar erir erir HÛ çeker
Gök güvercin HAK der uçar seherde
Balık suda HAK’kı içer seherde
Kırmızı gül HAK der açar seherde
Kokusunu verir verir HÛ çeker.
HAK’kın yolcuları HAK’ta buluşur
Varlık zerre, zerre HAK’kı bölüşür
Kalp bedende HAK HAK diye çalışır
Kan damara varır varır HÛ çeker.
Hak mührü var ceylanların gözünde
Hak yazılı kâinatın yüzünde
HAK Resul-ü Muhammed (S.A.) ’in izinde
Gönül HAK’kı görür görür HÛ çeker. | |
| | | cihan sanli
Mesaj Sayısı : 354 Kayıt tarihi : 28/09/09 Yaş : 39 Nerden : SUUDIARABISTAN
| Konu: Geri: Abdurrahim Karakoç'un Hayatı ve Eserleri Çarş. Kas. 10, 2010 7:01 am | |
| TEBLİĞ
Ya İslam'da erirsin
Yan inkarda çürürsün
Yol mezarda bitmiyor
Girdiğinde görürsün. | |
| | | cihan sanli
Mesaj Sayısı : 354 Kayıt tarihi : 28/09/09 Yaş : 39 Nerden : SUUDIARABISTAN
| Konu: Geri: Abdurrahim Karakoç'un Hayatı ve Eserleri Çarş. Kas. 10, 2010 7:02 am | |
| SUSAR KÂİNAT
Adlî İlâhî’den sual eylesem
Kapanır dudaklar, susar, söylemez..
Acep hangi meyve helâldir desem
Sararır yapraklar, susar, söylemez..
Munis bir merakım, mağrur bir merak
Tohum bir merakım, yağmur bir merak
Maden bir merakım, çamur bir merak
Utanır topraklar, susar, söylemez..
Karlı dağlar uykuya mı yattı ki
Geçitleri haydutlar mı tuttu ki
Deli rüzgâr dilini mi yuttu ki
Ormanlar-ırmaklar, susar, söylemez..
Desem ki adalet, hürriyet var mı?
İnananlar inancını yaşar mı?
Yoksa zulüm-zillet boydan aşar mı?
Kararır şafaklar, susar, söylemez..
Bir yemine çeksem gök yere değer
Âlem söz orucu tutarmış meğer
Balıklar başını önüne eğer
Sallanır kavaklar, susar, söylemez.. | |
| | | cihan sanli
Mesaj Sayısı : 354 Kayıt tarihi : 28/09/09 Yaş : 39 Nerden : SUUDIARABISTAN
| Konu: Geri: Abdurrahim Karakoç'un Hayatı ve Eserleri Çarş. Kas. 10, 2010 7:03 am | |
| SULARI ISLATAMADIM
Savaştayım elli yıldır
Ömrüm geçti boşalt, doldur
Anlamadım bu ne hâldir
Birgün silah çatamadım
Suları ıslatamadım.
Ekin ektim başak yılan
Kuşandığım kuşak yılan
Yorgan akrep, döşek yılan
Birgün rahat yatamadım
Suları ıslatamadım.
Ne payem oldu, ne sayem
En doğruya varmak gayem
Düşüncemdir tek sermayem
Alan yoktur satamadım
Suları ıslatamadım.
Yolum yokuş, izim ayrı
Dilim yağsız, sözüm ayrı
Bedenimden özüm ayrı
Biri bire katamadım
Suları ıslatamadım.
Talipli yoktur sevgiye
Anlamadım, neden? Niye?
Canlar gücenmesin diye
Can attım, gül atamadım
Suları ıslatamadım. | |
| | | cihan sanli
Mesaj Sayısı : 354 Kayıt tarihi : 28/09/09 Yaş : 39 Nerden : SUUDIARABISTAN
| Konu: Geri: Abdurrahim Karakoç'un Hayatı ve Eserleri Çarş. Kas. 10, 2010 7:04 am | |
| ÖLÜLERE İHTAR
Ey eski ölüler kalkın mezardan
Dünyayı bir daha görün de gidin.
O günler mi berbat yoksa bugün mü
Biz değil...siz karar verin de gidin. | |
| | | | Abdurrahim Karakoç'un Hayatı ve Eserleri | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |