Abdulvehhab Gazi Hazretleri, Sivas'ta, Kilavuz mahallesi üzerinde Akkaya ismindeki bir tepede kendisi ici yaptirilan türbesinde medfundur. Mahalli rivayete göre, Sahabidir. "Lä ilahe illallah Muhammedürrasulullah" yazilli olan Peygamberimizin sancagini, cihad icin hazirlanan ordunun önünde tasimistir. Peygamberimizin sancaktari, bayraktari olarak bilinir.
Abdulvehhab Gazi'nin, Battal Gazi destanindaki kahramanlardan ve onun silah arkadaslarindan biri oldugunu kabul ederek, su bilgilere sahib oluruz:
a) Abdulviehhab Gazinin dogum tarihi belli degildir.
b) Babasi Buht'tur.
c) Hicri 113 tarihinde Sivas yakinlarinda ve Battal Gazi'nin de bulundugu bir savasta sehid düsmüs ve bugünkü bilinen yere defnedilmistir.
Abdulvehhab Gazi'nin menakibi (Hicrii 1100, Miladi 1688) senesinde ulemadan Sari Hatip Zade Ahmet Hamdi Efendi tarafindan nazmen kaleme alinmistir.
ABDULVEHHAB GAZI PEYGAMBERIMIZIN HUZURUNDA
Semsi Sivasi Hazretleri nakleder ki; Abdulvehhab Gazi, genclik cagina erismeinden itibaren Peygamberimizle beraber yapilan gazalara istirak etmis, daima O'nunla , sefere cikmistir. Seferlerde peygamberimiz ona tasimasi icin bayrak vermis ve:
Nice yerler gezesin, Allah sana uzun ömürler versin diye dua etmistir. Bu duanin bereketi üzerine Abdulvehhab Gazi cok uzun seneler yasamistir.
Bir gün iki cihan günesi, beseriyyet icabi kederlenir, mübarek yüzünde üzüntü alametleri görülür. Bu keder icerisinde etrafina toplanmis olan eshabina söyle der:
„Kim Allah tarafindan meydana gelen, gördügü tuhaf, acaib seylerden bahsetmek ister?"
Peygamberimizin bu talebi üzerine, Ashabdan Abdulvehhab Gazi kiyam eder, boyun büker ve utanarak söyle der:
„Ey Cihanin Fahri ....Ben nice yerler dolastim. Iran ikliminin cümlesini gördüm. Sehirlerini ve beldelerini seyrettim. Gördügüm bu yerler öyle güzel yerlerdi ki, Dünyada buralarin bir misli daha yoktu. Daglari agaclarla dolu idi. Bunlardan bir kismi da meyve agaci idi. Bag ve bahceleri de meyvelerle dolmustu. O yerin havasi cok hostu. Erkekleri Araba muhabbet eder, kadinlari ise gok güzeldi. Buralar ne kadar övülse, buna layiktir. Fakat bunlann bir kusuru vardi, o da, müslüman olmayislariydi, Ya Resulellah, nolaydi bu diyar bize müyesser olsaydi da, buralar, müslüman askerleriyle dolsaydi.
Abdulvehhab Gazinin bu sözleri üzerine peygamberimiz Allah'a dua etti ve:
„Ya Rabbi, bu diyari ümmetime nasib eyle" dedi.
Bu olay üzerine Cebrail (AS) gelerek peygamberimiz (SAV) efendimize:
„Ya Muhammed (SAV) Allah'in sana selami var. Bu Yerler senin ümmetine nasib olacak. Müslümanlar buralari fethedecektir. lkiyüz sene sonra senin neslinden adi CAFER olan bir yigit cikacak ve onun karargahi Malatya olacaktir. Allah yolunda Cihad edecek olan bu yigit cok yerleri fethedecektir."
Cebrail (AS)'in bu müjdesini peygamberimiz ashabina bildirdi. Ashab cok sevindi. Abdulvehhab Gazi söz alarak Peygamberimize:
„Ya Resulullah, acaba ashabdan bu zamana erisecek kimse olur mu?" dedi.
Bunun üzerine Cebrail (AS) Peygamberimize söyle buyurdu:
„Ya Muhammed (AS), sana bu soruyu soran o zamana erecektir. Sen Abdulvehhab Gaziye vasiyyet et. Emanet birak."[b]