Uzaklaştırma beddua, hakaret, sövüp sayma, azab, Allah (Azze ve Celle)ın rahmetinden uzaklaşma, gazab etme, beddua etme, buğz etme, uzak durma, muhalefet etme. Lânet, Kurânda birçok kez ve tüm anlamlarında kullanılmıştır. Nitekim
Her ümmet ateşe girdikçe yoldaşına lânet etti Arâf : 38
âyetinde hakaret, sövüp sayma anlamında İsrailoğullarından inkâr edenlere Davud ve Meryem oğlu İsa diliyle lânet edilmiştir.
İşte onlara hem Allah (Azze ve Celle) lânet eder, hem bütün lânet edebilenler lânet eder Bakara : 159
ayetlerinde beddua. Kalplerimiz perdelidir dediler. Hayır, ama inkârlarından dolayı Allah (Azze ve Celle) onları lânetlemiştir âyetinde Allah (Azze ve Celle) ın rahmetinden uzaklaştırma ve gazab etme anlamlarını dile getirmek üzere kullanılmıştır. Şeytana melun lânetlenmiş denilmesi de Allah (Azze ve Celle) ın rahmetinden kovulması, gazabına uğraması nedeniyledir. Bu tür kullanımlardan ayrı olarak Kuranın iki yerinde iki karşılıklı lânetleşmeden söz edilir. Bunların ilkinde Hz. Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)e şöyle buyurulur:
Kim sana gelen ilimden sonra seninle tartışmaya kalkarsa deki Gelin oğullarımızı ve oğullarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı kendimizi ve kendinizi çağıralım, sonra gönülden dua edelim, yalan söyleyenlere Allah (Azze ve Celle)ın lânetini dileyelim Âli İmran : 61
Bu ayet uyarınca Hz. Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Hz. İsâ hakkında kendisiyle tartışan Necran Hristiyanlarını lânetleşmeye çağırmıştı. Ancak mübahele olayı olarak bilinen bu olayda Hristiyanlar lânetleşmeye yanaşmamışlardı.
İkincisinde ise karı ile kocanın karşılıklı, ama lâneti kendilerine dileme biçiminde lânetleşmesi söz konusu edilir. İslâm hukukunda Lian olarak adlandırılan bu olayda eşine zina isnat eden, ancak başka bir şahid getiremeyen kocanın doğruluğuna dört kez Allah (Azze ve Celle)ı şahit tutması ve sonra da eğer yalan söylüyorsa Allah (Azze ve Celle)ın kendisini lânetlemesini dilemesi öngörülür. Bu itham karşısında kadınında kocasının yalan söylediğine dört kez yemin etmesi ve arkasından da yalan söylüyorsa Allah (Azze ve Celle) ın gazabına uğramayı dilemesi gerekir. Karşılıklı yapılan bu yeminleşme ve lânetleşmeden sonra kadın zina cezasından kurtulur, ancak karıkoca arasında evlilik bağı kesin bir biçimde sona erer. Hz. Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) de lânet kelimesini beddua, buğz, hakaret gibi anlamlarda kullanmıştır. Rivayetlerde Hz. Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)in
Biri Maûne olayında şehid edilen Müslümanlar nedeniyle Rıl, Zekvan, Lıhyan ve Usayya oğulları aleyhinde kırk sabah lânet okuyarak beddua ettiği bildirilir Buhari : Cihad 17
Buna karşılık
Hz. Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Müslümanları rastgele lânet etmekten menetmiş, özellikle ashabının birbirine ve tabiat kuvvetlerine lânet etmelerini yasaklamıştır Ebu Davud : Edeb 4908
İslâm bilginleri arasında kimlere lânet edilip kimlere edilmeyeceği konusunda görüş ayrılığı vardır. Bilginlerin bir bölümü Müslümanlara hiç bir şekilde lânet edilemeyeceği görüşündedir. Bilginlerin diğer bir bölümü ise fasık olan Müslümanlara lânet edilebileceğini kabul ederler. Kâfirlere lânet edip edilemeyeceği de tartışma konusu olmuştur. Bazı bilginler, kâfirlere kayıtsız şartsız lânet edilebileceğini kabul ederken bazıları da bunun vacib olmadığını, onlara lânet edilebilmekle birlikte lânet etmemenin daha güzel ve yararlı olacağını savunmuşlardır.
Şamil İslam Ansiklopedisi